Marduk (Akadça'daki Sümerce yazılışı AMAR.UTU (güneşsel dana), tevrat'ta Merodach), antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adı. Babil şehrinin baş tanrısıydı; Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.
Lakabı “Büyük Efendi, dünyanın ve cennetin efendisi” idi. Gücünün,
her zaman fakir insanlara yardım etme ve kötüleri cezalandırmada
kullandığı bilgeliğinde saklı olduğuna inanılırdı.
Mardok olarak da okunabilir. Bereket tanrısıdır ve sembolu mer-doğ
(bağ belidir) ileriki tarihlerde bu mazda olarak değişecektir.Bu tanrıya
inananlardan biride mardailar yani Mardinlilerdir (Merd-inliler). Daha
sonra (r fonetiğinin düşmesi ile) Medlere dönüşmüş olma ihtimali vardır.
Mezopotamya dininde Babil'in büyük koruyucu tanrısıdır.Bu özelliğiyle
sonunda Bel'le özdeşleştirilmiştir. Eskiçağ çok tanrılıcığında Marduk
özel bir yeri olan en büyük tanrılardan biridir. İlkin tarım tanrısıydı,
sonra MÖ 20. yüzyılda kral Hamurabi tarafından en yüce tanrı derecesine yükseltildi, daha sonra MÖ 16. yüzyılda kral Buhtunnasr (Nabuhodonosor) tarafından tektanrı sayıldı.
Bu açıdan bakınca Marduk tektanrıların ilkidir, Mısır'lı IV. Amenotep'in tektanrısı Aton (MÖ 12. yüzyıl)'dur.
Ne var ki Buhtunnasr, Marduk'un tektanrı olduğu inancını sadece kendi
taşımış, ulusuna yaymak gücünü gösterememiştir. İnançsal tarihi MÖ 4.
binyıla kadar iner. Eski Mezapotamya inançlarında o, özdeğe biçim veren
ve detayı yaratan tanrı sayılmaktadır. Balçıktan insanı yaratan odur.
Tarım tanrısı olduğundan ötürüde marru (bel küreği)'yla simgelenmiştir.
Sümerler Amoritlere yenilince Marduk tanrı Enlil'in de yerini almış ve
bütün tanrıların en büyüğü sayılmıştır.
Sümerlerin Enuma Eliş (Gökyüzünde) sözcükleriyle başlayan ve bundan
ötürü bu adla anılan uzun yaratılış şiiri, Marduk'un baştanrılığını şöle
anlatır (Kimi incelemeciler Marduk'un bu şiire sonradan sokulduğunu
ileri sürmüşlerdir): İlk kaosun canavarı Tiamat'ı(tuzlu suların
kişileşmesi) yendikten sonra "yeryüzünün ve göğün tanrılarının efendisi"
olur. İnsanlarla birlikte bütün doğa, varlığını ona borçludur.
Krallıkların ve uyruklarının yazgısı onun elindedir. Yeryüzünü de
Kingu'nun kanıyla yoğurup elde ettiği balçıktan ilk insanı meydana
getirmiş. Babil Kralı Hamurabi ünlü yasalarını kendisine dikke ettirenin
Marduk olduğunu söyler. Marduk burada adelet tanrısı Şamaş
kişiliğindedir. İncelemeci Samuel Reinach, Hamurabi yazılarıyla Yahudi
yasaları arasındaki benzerliğe işaret ederek, Marduk'u Yehova'yla
aynılaştırır.
Babil'deki en önemli Marduk tapınakları, Esagila ve tepesinde bir
Marduk tapınağı bulunan Etemenanki adlı ziggurattı. Esagila'da her yeni
yıl şenliğinde Enuma eliş şiiri okunurdu. Marduk'un karısı olarak en sık
anılan tanrıça Zarpanit ya da Zarbanit'ti (Zarpan Kentinin Kadını).
Marduk'un yıldızı Jüpiter, kutsal hayvanları ise at, köpek ve özellikle
çatal dilli canavardı.
Marduk en eski anıtlarda, elinde üçgen bir kürek çapayla betimlenir;
bunun bereketi ve birlikteliği simgelediği düşünülür. Yürürken ya da
savaş arabasına binmiş durumda da betimlenir. Giysisi yıldızlarla
süslüdür. Elinde bir asa vardır; ayrıca yay, mızrak, ağ ya da yıldırım
taşır. Asur ve Pers kralları da yazıtlarda Marduk ve Zarpanit'i saygıyla
anmışlar, ikisinin birçok tapınağını yeniden yaptırmışlardır.
Marduk, Baal, Tammuz [değiştir]
Marduk özel bir ad olmayıp, Nimrod'la aynı anlama gelen bir sıfattır.
Hem Nimrod, hem de Nimrod'un tanrılaştırılmış şekli olan Marduk,
içeriğinde isyan etme anlamını taşıyan birer sıfattırlar. Nimrod
zamanının ilk isyancısı olma özelliğiyle Şeytan'ı simgeler. Nimrod ve
Marduk sözcüklerinin Maradh sözcüğünden türemiş sözcükler olduğu
düşünülür. Bu sözcüklerin içeriğindeki isyan etme ve muhalif olma anlamı
Şeytan sözcüğünde de bulunduğundan, Marduk ilk başta Şeytan'ı
simgelemektedir. Bu nedenle satanizmde Marduk özel bir yere sahiptir.
Tanrılar zamanla nitelikleri bakımından az çok değişiklikler
gösterdiğinden, bu tanrılar farklı adlarla devam ettiğinde bunların
farklı tanrılar olduğu zannedilebilir. Marduk kendisini Baal ve Tammuz
adlarıyla devam ettirmiştir. Baal ile Tammuz arasındaki önemli bir fark,
Baal'ın simgesinin Hilal, Tammuz'un simgesinin ise Güneş olmasıdır.
Baal uğruna küçük çocukların kurban edildiği bir tanrıdır. Fırtına ve
yağmur tanrısı olan Baal verimlilik tanrısı olarak görülerek, ortadoğu
bölgesinde yaygın bir biçimde tapınılan bir tanrı olmuştur. Aslında
Babil'de tapınılan üçlü tanrılardan Sin, İştar ve Şamaş tek bir tanrıda,
Marduk'ta birleşerek üçlük inancını oluştururlar. Buna göre Marduk
bütün ışık veren gök cisimleriyle simgelenmiş olur. Marduk adının Babil
kentini kuran Nimrod'dan geldiği düşünülür. Merodak-Baladan adı Babil'in
bir kralının adı olup bundan görüldüğü gibi Baal adı aynı zamanda
Merodak'da adlandırılan Marduk'tur. Bu şekilde Baal ilk olarak Babil'in
baş tanrısı olan Marduk olarak ortaya çıkmıştır. Babil kralları aynı
zamanda kendileri de bir tanrı olarak görülürler ve tanrılarının
adlarını taşırlardı. Anlatımlara göre Nimrod insanların dağılmayıp kendi
yönetimi altında birarada bulunmalarını istemiştir. Bu amaçla Babil
Kulesi'ni inşa etmeye yeltenerek bir isyanı başlatır. Nimrod hayvanları
avlayan ve insanları benzer şekilde öldüren savaşçı bir kişiliğe
sahiptir. İsyancı olma özelliğiyle Marduk ve Nimrod sözcüklerinin
içeriğinde isyan etme anlamları bulunur. Tammuz'la ilgili anlatımlarda,
kadınların ölen Tammuz'un ardından yas tutup ağladıkları gösterilir.
Bunun nedeninin, insanlara şiddet uygulayan Nimrod'un da benzer bir
şiddet sonucu öldürülmüş olmasından kaynaklandığı düşünülür. Bununla
birlikte Babil inancında ölüm gerçek ölüm olmayan bir süreçtir ve
yeniden doğuşa (reenkarnasyon) inanıldığından, aslı Nimrod olan
Tammuz'da her yıl yeniden dünyaya doğmaktadır.
Tanrılaştırılmış Nimrod olan Marduk Semiramis'in
oğludur. Semiramis gök kraliçesi ve kutsal anne olarak görülen bir
tanrıçadır. Kutsal Anne Semiramis ve oğlu Nimrod (Marduk) inancı bu
şekliyle Babil'den gelir. Hıristiyanlık bu eski putperest inanç biçimini
İsa'nın annesi Meryem'le çocuk İsa'ya uygulamıştır. Hıristiyanlığın ilk
zamanlarında olmayan, Kutsal anne Meryem ve bebek İsa inancı buradan
doğar. Gerçekte Meryem'den "Kutsal Anne" diye sözedilen bir pasaj
bulunmaz. Marduk güneş tanrısı olduğundan, kundaktaki ve beşikteki
çocuğun başucunda bir güneş çemberi (Halo, Nimbus) resmi bulunur.
Çocuğun bulunduğu kundak beş köşeli İştar Yıldızı (Pentagram) olarak
resmedilir ve İştar Yıldızı'na benzeyen Helleborus Niger
çiçeğiyle simgelenir. Marduk reenkarnasyon ile yeniden dünyaya
geldiğinde annesiyle evlenerek, bu kez oğlu olmak yerine, kocası (Baal:
koca) olur. Annesinin adı da değişir ve İştar adını alır. Bundan böyle Marduk (Nimrod), Baal ve Tammuz olarak varlığını sürdürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder